"7-11 Yaş Çocukların Dönemsel Özellikleri" Konulu Veli Mektubu

18.03.2016 915

                                                          21.03.2016

BÜYÜKŞAHİNBEY İLKOKULU

7-11 yaş kişiliğin şekillendiği dönemdir…

Çocuğun, var olduğu hali ile kendini ortaya koyabilmek için çaba harcadığı dönem…

Ondandır ki bu dönemde kız çocukları annesi gibi çanta ister... Erkek çocukları babası gibi cüzdan… Çocuğun bu dönemde ne yaşadığının farkındalığına erişmiş yetişkinler, onun kendini var olduğu hali ile ortaya koymasından keyif alır, kişilik gelişim sürecine eşlik ederler… 

Kişilik gelişimi farkındalığı olmayan yetişkinler ise çocuğu "adam etmek için" kırar, incitir, baskılar… Yaşına uygun olmayan beklentilerle onun çocuksu coşkusunu hayal kırıklıkları ile tüketir… Böylesi önemli bir döneme bir de çocuğun okulu, öğretmeni, ödevi, arkadaş ilişkileri eklendiğinde ebeveynlerin problem çözme becerilerini artırmaları bir zorunluluk haline gelir…

Çocuklarımızı daha iyi anlamak amacıyla onların gelişimsel özelliklerini bilmekte yarar var. Bu mektubumuzda 7-11 yaş çocuklarının gelişimsel özelliklerini ele alacağız.


              Bu yaşta çocuk somut işlemler dönemindedir. Elle tutulur gözle görülür olayları daha rahat kavrar. Sevgi soyut bir kavramdır. Çocuğun sevildiğini hissedebilmesi için, fiziksel temasa ihtiyaç duyar. Aferin derken başının okşanması, Başarılarında tokalaşma yapılması veya çok iyisin ”çak” gibi fiziksel temaslar çocuğun ben iyiyim ve seviliyorum duygularını perçinler. Bu yaşta eleştirilere karşı çok hassastırlar özellikle hayatlarındaki en önemli kişiden gelecek destek ve övgüler çocuklar için çok önemlidir.
7 Yaşında çocuk, sosyal benliğini keşfeder. Ben kimim? Benim diğerlerinden farkım ne? Çalışkan mıyım? Becerikli miyim? Sabırlı mıyım? Gibi sorularla başa çıkmak için mücadele eder. Toplum içinde yerini alma ve statü kazanma çabasındadır. Sınıfın” en”lerinden olmak ister. Yetişkinler tarafından fark edilmek, onda ben değerliyim duygusunu geliştirir. Fark edilmeyen çocuklar, bu duyguyu hissedebilmek için bazen istenmeyen yöntemleri deneyebilir. Eğer çocuk, arkadaşları ile sık tartışıyor, sözel ve fiziksel saldırıda bulunuyorsa, onların eşyalarına zarar veriyor ve kuralları ihlal ediyorsa, Yetişkinlerin ilgisini çekmek için çabalıyor olabilir.

Çocuğun yakın çevresinde aile ve okul vardır. Bu dönemde anne babasının mükemmel olmadıklarını, bazı şeyleri yapamadıklarını, bilmediği şeylerinde olduğunu fark eder. “Benim babam senin babanı döver” dönemi kapanmıştır artık. Yeni dönem,” öğretmenin söylediği her şey doğrudur. “ Dönemidir. Çocuktan,” ama öğretmenim böyle söyledi.” Cümlesini çok sık duyarız. Çocuğun sosyal gelişiminde, Anne babadan çok öğretmenin rolü etkendir. Çocuk öğretmenini mutlu etmekten hoşlanır. Ona bağlanır, örnek alır. Ebeveyn olarak öğretmenle aynı görüş ve eğitim anlayışında olmasak bile, çocuğun yanında onun hakkında olumsuz konuşmamak, çocuğun dünyasındaki öğretmen imajını korumak gereklidir. Çocuk bu dönemde aile ve öğretmen ilgisine, beğenisine, desteğine ihtiyaç duyar. Koşulsuz ilgi ve desteğe sahip çocukların başarılı bir okul hayatı olur. Başarılı çocuklarınsa öz güvenleri tamdır. Sınıf ortamında çocuk, olaylara başka birinin penceresinden bakabilmeyi, başkalarının tutum, duygu ve davranışlarına ilişkin yorumlar yapmayı öğrenir. Böylece kendi davranışlarını düzenleyerek çevresine uyum sağlamayı becerir. Bu da çocuğun empati kurma yeteneğini ve sosyal yargıda bulunma gücünü artırır.

İlkokul birinci sınıf çocuğu, anaokulundan sonra, daha yoğun kuralları olan sınıf sistemi ile ilk kez karşılaşır. Başlangıçta kurallara uymakta güçlük çekebilir. Oyun ortamı anaokulunda kalmıştır. Ancak oyuna hala ihtiyaç duyar. Özellikle ders çalışma zamanları planlanırken, oyun ihtiyacı düşünülmeli. Ders çalışması ile ilgili ailesinin kaygılarını çabuk hisseder. Ders çalışma zamanının sık hatırlatılması zamanla ebeveynlerin ilgisini çekmek için kullandığı ve uzattığı bir durum haline gelebilir. Bu nedenle ders çalışma saatleri, çocuğunda fikri alınarak, her gün aynı zaman dilimine yerleştirilirse, alışkanlık haline gelecektir. Çocuğa kuralları katı yaptırımlarla öğretemeyiz, sadece baskı altına almış oluruz, çocuk uyum sağlamış görünür, ancak isyankâr ya da içe kapanık bir yapıya bürünmesine neden olabiliriz. Onunda fikrini alarak, birlikte oluşturulan, evimizin kuralları listesine ihtiyacı vardır. Bu kuralları zaman içinde yenileyebilir değiştirebilirsiniz. Çocuk davranış kurallarını kendi tecrübesi ile bulursa, içselleştirip, uyum sağlaması ve kendini geliştirmesi kolaylaşacaktır.

7-11 yaş döneminde çocuklar başkalarının duygularına karşı çok hassastırlar. Yakın çevresini hayal kırıklığına uğratmaktan korkarlar. Çocukların hatalarını onları suçlamadan, ben dilini kullanarak açıklamakta yarar vardır. “Derslerini zamanında bitirmediğinde çok üzülüyorum. Planlamamızda bir hata mı var birlikte kontrol edelim mi?”Gibi konuşmalar suçlama içermez. Çözümü çocuğun bulmasını sağlar, böylece kendi davranışlarının sorumluluğunu almayı da öğrenmiş olur. Aile içindeki çatışmalardan, anne baba tartışmalarından çok etkilenirler ve kötü senaryolar hayal ederler. En küçük bir tartışmada anne babasının ayrılacağını düşünür ve kaygılanırlar. Şiddetli konuşmalarınızı çocuğun olmadığı bir ortamda yapmanız, ona aile güvenliğini hissettirecektir.

Bu dönemde bazı kavramları özellikle soyut kavramları anlamlandırmakta zorlanırlar. Gerçekle hayali kahramanlar arasındaki bağlantıyı kuramazlar; Cin, cadı ve hortlak, gibi kavramlar korku yaratır. Bu nedenle şiddet içerikli, korku filmlerini izletmemek, kitap, hikâye ve masal seçiminde dikkatli davranmak gereklidir.

7-11 yaş arası çocukların değer yargıları da gelişmektedir. Örneğin, toplumun belirlediği ahlaki değerler; saygı, hoşgörü, İyi ve kötü kavramları gibi. Bu kavramları yaşantı yolu ile öğrenir. Çocuğumuzun odasına girerken kapısını tıklatıyorsak, özel yaşama saygıyı, yer sofrasında yemek yeme alışkanlığı olanlarla birlikte yere oturabiliyorsak, hoşgörülü olmayı, ihtiyaç sahiplerine karşılıksız destek verebiliyorsak, iyilik kavramını öğrenecektir.

Çocuğun yaşıtları ile iyi iletişim kurabilmesi onlarla sosyal paylaşımda bulunması yüksek benlik saygısı kazanmasında önemli bir yer tutar.

Çocukların benlik saygısının gelişebilmesi için iletişim kurduğu yetişkinlerin olumlu yargılar da bulunması gerekir. 7-11 yaş çocuğunun kendisini tanımasının yegâne yolu çevresindeki büyüklerin "Bu çocuk çok çalışkan, ödevlerini hiç aksatmaz”. Gibi cümleleri sık söylerlerse çocuğunda kendisini, çalışkan biri olarak benimsemesini sağlar. Ancak bu tür olumlu özellikleri pekiştirirken çocuğun gerçekten ödevlerini zamanında yaptığını bir kez de olsa görmeniz ve vurgulamanız gereklidir. İçi boş pohpohlamalar çok işe yaramaz. Çocuklar kolayca motive olurlar. Yeter ki olumlu cümlelerle ne istediğimizi söyleyelim. Ancak, hevesleri kısa sürer. Aralıklı zamanlarla başarılarını hatırlatmak gerekebilir.

Sayın Velimiz bu yaş aralığındaki çocuklarımızın özelliklerini bilirsek ve buna göre davranırsak çocuklarımız daha sağlıklı kişiliğe sahip olacaklardır. Bu dönem de yaşadığınız problemler için okulumuz rehberlik servisine başvurabilirsiniz.

Bu konudaki düşünceleriniz bizim için önemlidir. Aşağıya düşüncelerinizi belirtiniz.